UZMAN RAPORU:
ULUSLARASI MEVZUATLAR IŞIĞINDA TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNDE KÜLTÜREL MİRAS
VE KORUMA: GENEL DEĞERLENDİRMELER VE ÖNERİLER
GİRİŞ: Rapor, Sivil Toplum Diyalogu -Avrupa Bilgi Köprüleri Programı çerçevesinde proje sahibi Kültürel Mirasın Dostları Derneği (KUMID),İstanbul* ve proje ortağı Dokuz Eylül Üniversitesi (DEU) İzmir tarafından 2007-2007 tarihleri arasında yürütülen “Avrupa Birliği Kültürel Miras Mevzuatı ve Türkiye Projesi” başlıklı projenin “proje çıktısı” olarak hazırlanmıştır. Projenin “Avrupa Birliği Kültürel Miras Mevzuatı ve Türkiye Projesi” başlıklı iki ciltlikkitabında ve web sayfasında (http://www.kumid.net) yayınlanacaktır. Ayrıca rapor “kültürel miras ve koruma” konusunda ulusal ve uluslararası düzeydeki karar verici kurumlara, karar vericilere ve akademisyenlere dağıtılacak ve söz konusu hedef kurumlar nezdinde takibi yapılacaktır.
Raporun hazırlanması aşamasında Türk eğitim sistemindeki “Kültürel Miras ve Koruma” ile ilgili yasalar ve uygulamaların yanı sıra adı geçen proje sayesinde Türkçeleştirilmiş, Avrupa Birliği (AB) mevzuatı ve AB müktesebatı içinde mütalaa edilen ve UNESCO, COE, ICOM, ICOMOS vb gibi diğer uluslararası kuruluşlar tarafından yayınlanmış mevzuatlar, tavsiyeler …vb genel olarak incelenmiş ve önerilerde bulunulmuştur.
Uzmanlar ilk tercümeleri Proje iş planına uygun olarak hatta bir ay önce Ağustos 2007’de tamamlanan yaklaşık 900 sayfa mevzuatı ilk kez bir arada okuma şansı bulmuşlardır. Ardından onları Türk mevzuatı ve uygulamaları ile genel olarak değerlendirmeye ve sonuçları yine Proje iş planına uygun olarak Ekim 2007 sonunda Proje Ekibine teslim edecek şekilde çalışmaya başlamışlardır. Uç aylık kısa zaman diliminde, 900 sayfalık uluslararası mevzuatın yanı sıra Türk mevzuat ve uygulamalarının incelenmesi sonunda ayrıntılı ve özgün bir rapor yerine; ancak genel değerlendirme ve tavsiyelerin yer aldığı bir rapor ortaya çıkmıştır.
Uzmanlar, raporlarını kaleme alırken metnin tüm toplum tarafından anlaşılması ve içselleştirilmesi için ağır bilimsel üslup yerine yalın bir dil kullanmaya özen göstermişler ve raporun geliştirilmesi için [email protected], adresine gönderilecek her türlü katkı ve eleştiriye açık olduklarını ve değerlendireceklerini belirtmişlerdir.
“Avrupa Birliği Kültürel Miras Mevzuatı ve Türkiye Projesi” sayesinde Avrupa Birliği’ne üyelik yolunda yürüyen Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kurumlarındaki karar vericilerinin, yerel yöneticilerinin, sivil toplum örgütlerinin, koruma uzmanlarının, yüksek öğrenim veya mesleki öğrenim gören öğrencilerinin…vb diğer bir değişle “kültürel miras ve koruma” alanı ile ilgili tüm hedef kitlenin önemli bir kaynak kitaba ve kullanıcı dostu bir web sayfasına kavuştuğu düşünülmektedir. (http://www.kumid.net)
Bundan böyle yukarıda sözü edilen her hedef kitle kendi disiplini doğrudan veya dolaylı ilişkisi bulunan uluslararası mevzuatı, Türk mevzuat ve uygulamaları ile karşılaştırarak ayrıntılı ve özgün değerlendirmeler yapmalı ve “mutlaka ülkemizin yapılanmasına, koşullarına ve kültür varlıklarımızın sayı, nitelik ve önemine uygun yeni çözüm yolları geliştirmelidir. Ancak ülkemize özgü geliştirilecek olan bu çözüm yollarının uluslararası çağdaş yaklaşım ve uygulama ilkeleriyle uyum sağlayarak örtüşmesine dikkat edilmesi gerekmektedir.” (*) Çözüm önerilerini ortaya koyanların bu önerilerin hayata geçirilebilmesi için gelişmeleri karar vericiler nezdinde ısrarla takip etmesi kaçınılmazdır.
Ancak o zaman uygarlığın ortak kültür mirasına sahip olmanın gereği olan sorumluluğumuzu yerine getirmiş oluruz. (*)
(*) “Sunuş” Prof. Dr. Mehmet Celal ÖZDOĞAN, Proje Bilimsel Danışmanı-KUMİD Üyesi
UZMANLAR GRUBU:
Yrd. Doç. A. Sultan KARAOĞLU ŞAHİN, İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi,
Geleneksel Türk El Sanatları Bölüm Başkanı, Malatya (KUMİD Üyesi)
Öğr. Gör. Dr. Ali Kazım ÖZ, Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi,
Arkeoloji Bölümü, İzmir (KUMİD Üyesi)
Araş. Gör. Banu ÇULHA, Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi,
Sosyal Bilgiler Eğitimi Ana Bilim Dalı, İzmir (KUMİD Üyesi)
Saadet GÜNER, (Emekli) Bankacı-Ekonomist (KUMİD Üyesi)
DEĞERLENDİRME:
Prof. Dr. Mehmet Celal ÖZDOĞAN, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi,
Arkeoloji Bölümü Prehistorya Anabilim Dalı, İstanbul (KUMİD Üyesi)
UZMANLAR GRUBUNUN ORTAK SAPTAMALARI: AB ve diğer uluslararası kültür-kültürel miras mevzuatlarının önem sırasına göre aşağıdaki yaklaşımlara süreli olarak vurgu yaptığı saptanmıştır. Bu nedenle uzmanlar kendi disiplinlerinin raporlarını hazırlarken veya farklı disiplinler için önerilerde bulunurken söz konusu yaklaşımları öncelikle dikkate almışlardır.
- İlk ve Orta Öğretim: “Kültür-Kültürel Miras ve Koruma Eğitimi”nin ana okulunda, ilköğretim ve orta öğretimde başlatılması ve öncelikle gözlem, mekan algısı, eleştirel ve sanatsal bakış, yaratıcılık, toplumsal dayanışma değerleri ile eski değerlerden duyulan gurur ve diğer kültürlere ve onların mirasına ve çevreye saygı farkındalıklarının desteklenmesi,
- Halkın Eğitimi: Toplumda “Kültür-Kültürel Miras ve Koruma Bilinci”nin geliştirilmesi ve bu konuda farkındalık yaratılması için halkın eğitimine önem verilmesi,
- Mesleki Eğitim/Meslek Yüksek Okulları: Mesleki eğitimde “Kültürel Miras ve Koruma” konusunda donanımlı teknik eleman yetiştirilmesi eğitim sırasında çağdaş üretim, onarım yöntemlerinin yanı sıra geleneksel üretim ve onarım yöntemlerinin desteklenmesine ve öğretilmesine önem verilmesi,
- Üniversite Eğitim: Üniversite Eğitimi için ilgili disiplin için verilecek eğitimin yanı sıra “bütünleşik koruma” “kültürel miras yönetimi” ile doğrudan ve dolaylı ilintisi olan disiplinler için ortak bir zemin oluşturulması,
- Üniversite Sonrası Uzmanlaşma Eğitimi: Üniversite sonrası uzmanlaşma eğitimi için uzmanlık disiplininin gerektirdiği eğitimin yanı sıra uzmanların “bütünleşik koruma” ve “kültürel miras yönetimi”, risk yönetimi” olgusuna ilişkin kuramların, çağdaş teknoloji ve uygulamalarının (ICT, GPRS, Bilişimsel Arkeoloji..vb) gelişiminde yer almasını sağlamak amacıyla ileri eğitim verilmesi,
- Yenileme Eğitimi: Ulusal, bölgesel ve yerel idari kurumların karar vericileri, çalışanları ve eğiticileri ile bağımsız bireyler için yenileme eğitimi olanakları oluşturulmalı, yenileme eğitimi, uluslararası uzmanlarla temas halinde olan dinamik araştırma ekipleri etrafında örgütlenmelidir.
UZMAN RAPORLARI:
I. KÜLTÜREL MİRAS ve KORUMA EĞİTİMİ “İLKÖĞRETİM BOYUTU”
Hazırlayan: Araş. Gör. Banu ÇULHA, Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi,
Sosyal Bilgiler Eğitimi Ana Bilim Dalı, İzmir (KUMİD Üyesi)
AB Mevzuatında özellikle “Kültür ve Çocuk”la ilgili konsey sonuç belgesinin ulusal mevzuat ve uygulamalarla uyumu konusunda açıklamalar yer almaktadır. Burada özellikle; ilköğretimden başlayan süreçte öğrencilere kültürel mirasa ait temel değerler kazandırılmaya çalışılması ve bunu yaparken de hem yerelliğin hem de Avrupalılığın vurgulanması üzerinde durulmaktadır. Böylece Kültürün, anaokulundan üniversiteye bütün Avrupa ülkelerinin eğitim sistemlerinde çeşitli şekillerde ve farklı seçeneklerle mevcut olduğunu ve bu durumun söz konusu sistemlerin belirgin özelliklerinin yanı sıra Avrupa’nın temellerinden birini oluşturan kültürel çeşitliliği de yansıttığını dikkate alarak net şekilde ifade edilmektedir.
Ülkemizde kültürel miras eğitimi ilköğretimde sosyal bilgiler dersi ile kültür ve miras öğrenme alanı içinde verilmektedir. Bu alanda özellikle Türk kültürel mirasını aktarmaya yönelik etkinlikler bulunmaktadır. İlköğretim sosyal bilgiler programı içinde kültür ve miras öğrenme alanı ile öğrencilere kazandırılmak istenen beceriler şöyle açıklanmaktadır.
Türk kültürünü oluşturan unsurları ve bunların tarihsel kökenlerini inceleme fırsatı bulacaklardır. Ayrıca milli bilincin oluşmasında önemli bir yere sahip olan kültürel unsurları ve gelişim süreçlerini kavrayarak, kültürel mirasın korunması ve geliştirilmesi konusunda duyarlılık kazanacaklardır..
İlköğretim öğrencileri, kültürel ve estetik değerleri algılayarak; kültürle ilgili olarak geçmişle günümüzü karşılaştırırlar. Kültürün zamana ve mekâna göre değiştiğini kavrarlar. Özellikle Türk kültürünü oluşturan temel değerleri öğrenirler. Ayrıca bugün sahip olduğumuz kültürün uzun bir geçmişin eseri olduğunu görürler.
Bu öğrenme alanında; tarih, coğrafya, arkeoloji, sanat tarihi, sosyoloji, antropoloji, etnoloji, ekonomi bilim dallarının temel kavramları kullanılacaktır.
Ülkemizde kültürel miras eğitimi daha çok öğretmen merkezli etkinliklerle şekillenmektedir. Bunda da yaygın bir müze eğitiminin olmaması ve müze pedagojisinin de gelişmemiş olmasının etkili olduğu düşünülmektedir.
Öneriler:
I: Eğiticilere Yönelik Öneriler:
- İlk öğretimde görev alan eğiticilerin eğitimi aşamasında “Kültürel Miras ve Koruma Eğitimi’nin, “Müze Eğitimi ve Pedagojisi”nin koruma ve müzecilik uzmanlarıyla iş birliği yapılarak geliştirilmesi,
- Toplumun Kültürel Miras ve Koruma konusunda bilinçlendirilmesi için eğitici adaylarına “Koruma Önderi Öğretmen“ rolünü ve sorumluluğunu yerine getirecek, bunu öğrencileri ve aileleri aracılıyla topluma aktaracak bir eğitimin yine koruma uzmanlarıyla iş birliği yapılarak verilmesi
- Bu eğitimleri almamış eğiticiler için öncelikle T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından veya adı geçen Bakanlığın yanı sıra T. C. Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği yapmak suretiyle Sivil Toplum Kuruluşları tarafından “yenileme eğitimi” olanaklarının oluşturulması,
- AB hibeleri için hazırlanıp uygulanacak projeler sayesinde “yenileme eğitiminin” AB eğitim kurumlarıyla ve uzmanlarıyla ortak çalışma yapmak suretiyle eğiticilerin uluslararası yaklaşım ve uygulamaları öğrenmesine imkân sağlanması,
- Bu amaca ulaşmak için eğiticilere yönelik “AB Projeleri Hazırlama Eğitimi” verilmesi
II. Ders İçeriğine, Uygulamalarına, Araç ve Gerekçelerine Yönelik Öneriler:
- Öğrencileri küçük yaştan itibaren diğer kültür ve medeniyetleri tanıması ve onlara saygı duyması için ders içeriğinin Türk Kültürü’nün yanı sıra dünyadaki kültür ve kültürel mirasını kapsayacak bir şekilde genişletilmesi, böylelikle ilk öğretim mezunu bir Türk çocuğunun ülke topraklarının ev sahipliği yaptığı örneğin Divriği Ulu Camii, Metropolis Arkeolojik Alanı, Sümela Manastırının yanı sıra dünyadaki Collesium (İtalya) Akropolis (Yunanistan) Tac Mahal (Hindistan) vb önemli kültürel mirasları tanıyıp saygı duymasının sağlanması,
- Koruma uzmanlarının gözetiminde video, CD, çizgi film gibi görsel eğitim araçlarının yanı sıra çok fotoğraflı basit anlatımlı hatta karikatürize edilmiş yazılı eğitim belgelerinin geliştirilmesi ve basımlarının artırılması,
- Toplumun “Kültürel Miras ve Koruma” konusunda bilinçlendirilmesi için öğrencilere “Koruma Önderi Öğrenci” rolünü ve sorumluluğunu yerine getirecek ve bunu arkadaşları aracılığıyla topluma aktaracak bir eğitimin yine eğiticiler ve koruma uzmanlarıyla iş birliği yapılarak verilmesi,
- Öğrenciler için öncelikle yakın çevrelerindeki arkeolojik kazıları gezmeleri ve kazılara kısa bir süre için bile katılımlarının sağlanması için gerekli düzenlemelerin yapılması,
- Bilahare yakın iller ve ülke çapındaki kültürel mirasımızı tanıyıp öğreneceği faaliyetler düzenlenmesinin teşvik edilmesi ve desteklenmesi,
III. Kurumların Eğitime Katkısına Yönelik Öneriler:
- Müzeler ve ören yerlerini gezen ilköğretim öğrencilerine yönelik koruma kavramını da içeren çok fotoğraflı basit anlatımlı hatta karikatürize edilmiş yazılı tanıtım broşürlerinin hazırlanması ve dağıtılması
- Özel ve Resmi kurumların/kuruluşların, “Kültürel Miras ve Koruma Eğitimi” ne yönelik araç gereçlerin hazırlanması, basılması veya satın alınması öğrenci ve eğiticilerin müze ve ören yerleri gezileri için maddi manevi destek sağlaması,
II. KÜLTÜREL MİRAS ve KORUMA EĞİTİMİ “ORTA ÖĞRETİM BOYUTU”
Uzmanlar grubu, “Kültürel Miras ve Koruma Eğitimi” konusunda yayınlanmış AB ve diğer uluslararası mevzuatlar ışığında konu ile doğrudan ve dolaylı ilintili disiplinlerin, kurumların uzmanları tarafından ayrıntılı bir raporun hazırlanması gerektiğini belirtmişlerdir.
III. KÜLTÜREL MİRAS ve KORUMA EĞİTİMİ “YAYGIN EĞİTİM BOYUTU” RAPORU:
Uzmanlar grubu ;
1. “Kültürel Miras ve Koruma Eğitimi” konusunda yayınlanmış AB ve diğer uluslararası mevzuatlar ışığında konu ile ilintili doğrudan ve dolaylı ilintili disiplinlerin, kurumların uzmanları tarafından ayrıntılı bir raporunun hazırlanması gerektiğini belirtmişlerdir.
2. T. C. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Halk Eğitim Merkezleri’ne (HEM) “Toplumda Kültür-Kültürel Miras ve Koruma bilincinin geliştirilmesi ve bu konuda farkındalık yaratılması” amacıyla koruma uzmanlarıyla iş birliği yapılmak suretiyle görev ve sorumluluk verilmesini önermişlerdir. HEM’lerin İl Kültür Turizm Müdürlükleri ve yerel yönetimlerle ile iş birliği yaparak yöre halkı için ücretsiz veya çok düşük ücretle kendi yörelerinde kültürel turizm turları düzenlemesini örnek olarak tavsiye etmişlerdir.
3. HEM’lerin kültürel mirasımızı canlandırma ve öğretme yönündeki (Türk nakışları , halı kilim dokuması, telkari sanatı vb ) çalışmalarının kültürel mirasın korunmasına katkı sağladığını ve toplumda farkındalık yarattığını düşünmektedirler. Ancak bu eğitimlerde üniversitelerin Geleneksel Türk El Sanatları Bölümleri ile iş birliği yapılmasını ve eğitim sırasında yine konu uzmanları ile ortaklaşa çalışarak kursiyerlere “Kültürel Miras ve Koruma” kavramlarının öğretilmesini önermişlerdir.
4. HEM’lerin yörede her türlü kültürel değerin geleneksel üretim ve onarım yöntemlerini bilen yaşlı ustaları, uzmanları bulup onların bu deneyimlerini günümüze kazandırmak için üniversitelerle iş birliği yapmasını ve bu yöntemleri uygulayacak ustaları yetiştirmek için HEM’lerin ve Mesleki Eğitim Merkezlerinin (MEM) kurslar açmalarının uygun olacağını ifade etmişlerdir.
5. HEM eğitici ve yöneticilerine özellikle somut ve somut olmayan kültürel miras belgelemesini yapacak uzman ve kuruluşlara rehberlik edecek şekilde yöre insanını, tarihi anıtlarını, el sanatlarını, gelenek ve göreneklerini..vb tanımalarına imkan sağlayacak “yenileme eğitimlerinin” verilmesinin önemini belirtmişledir.
IV. KÜLTÜREL MİRAS ve KORUMA EĞİTİMİ “MESLEKİ EĞİTİM BOYUTU”
Uzmanlar grubu;
1. “Kültürel Miras ve Koruma Eğitimi konusunda yayınlanmış AB ve diğer uluslararası mevzuatlar ışığında konu ile ilintili doğrudan ve dolaylı disiplinlerin uzmanları tarafından ayrıntılı bir raporunun hazırlanması gerektiğini belirtmişlerdir.
2. Mesleki eğitimde “Kültürel Miras ve Koruma” konusunda donanımlı teknik eleman yetiştirilmesi, eğitim sırasında çağdaş üretim, onarım ve eğitim yöntemlerinin yanı sıra geleneksel üretim ve onarım yöntemlerinin desteklenmesine ve öğretilmesine önem verilmesini önermişlerdir. (Örneğin AutoCad Programının yanı sıra elle çizim eğitiminin geliştirilmesi gibi)
V. KÜLTÜREL MİRAS ve KORUMA EĞİTİMİ “YÜKSEK ÖĞRETİM BOYUTU” RAPORU:
Hazırlayan: Yard. Doç. A. Sultan KARAOĞLU ŞAHİN, İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi,
Geleneksel Türk El Sanatları Bölüm Başkanı, Malatya (KUMİD Üyesi):
Türkiye’deki Koruma Eğitimine Genel Bakış ve Öneriler:
Eski Eserlerin Korunması fikrinin bilimsel düzeyde gelişmeye başladığı 19. yüzyılda bu konudaki eğitimin usta-çırak eğitiminden, bilimsel düzeyde uzman yetiştiren akademik eğitime dönüştüğü görülmektedir. Türkiye’de akademik anlamda koruma eğitimine göz attığımızda ise bu eğitimin çok eski tarihlere dayanmadığını, gecikmenin ise korumayla ilgili ulusal düzeydeki toplumsal ve bürokratik yaklaşım ve tutumlardan kaynaklandığını söyleyebiliriz
Türkiye’de 63 Devlet ve 30 Vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 93 üniversite bulunmaktadır.* Kapadokya Meslek yüksek okulu yakın zamanda kurulmuştur. Bunlardan başka özel statüye sahip veya askeri yüksek eğitim kurumları ya da polis akademileri mevcuttur. Türkiye’de onarım eğitimi, yüksek lisans düzeyinde ilk kez 1996 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Mimarlık Fakültesi’nde başlamıştır. Günümüzde, ODTÜ’nün yanı sıra, İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Gazi Üniversitesi (5 lisans programı) onarım uygulamalarının bilinçli bir şekilde yürütülmesi amacıyla mimari koruma ve onarım alanında uzman yetiştirmektedir. Ayrıca Edirne, Çanakkale, Balıkesir ve Zonguldak-Safranbolu’da (4 ön lisans programı) da iki yıllık meslek yüksek okulu niteliğinde ara eleman yetiştirmeye yönelik veya anabilim dalı düzeyinde çalışmalar yürüten bazıları kuruluş aşamasında da olsa, Restorasyon kürsüleri bulunmaktadır.
Türkiye’de de artık farklı düzeylerdeki koruma eğitiminin modern ve uluslararası ölçütlere uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Bu yöndeki en önemli girişimlerden birisini, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi bünyesinde "Taşınabilir Kültür Varlıklarını Koruma Ve Onarım Bölümü” nü 1993 yılında kurarak* başlatmıştır. Metal, cam, toprak ürünü eserler, taş eserler, duvar resimleri, mozaikler gibi inorganik eserler ile, organik eserler olan ahşap, kağıt, kemik, tekstil ve benzeri taşınabilir kültür varlıklarının koruma ve onarımına yönelik eğitim veren bu bölüm, Türkiye'de ilk ve şimdilik tek bölümdür.
Türkiye’de koruma eğitimi, genellikle taşınmaz kültür varlıkları olan, mimari mirasın korunması ve onarılmasını kapsayacak şekilde sadece mimarlık fakültelerinde verilmektedir. Mimari mirasın korunmasına yönelik başlayan ve devam eden eğitimlerin geliştirilmesi için AB ve diğer uluslararası mevzuatlar ışığında konu ile doğrudan ve dolaylı ilintili disiplinlerin, kurumların uzmanları tarafından ayrıntılı bir raporunun hazırlanması gerektiği düşünülmektedir.
Avrupa Konseyinin (COE) Mimari Mirasın Korunmasında Etkili Olan El Sanatları Ticaretinin Geliştirilmesine İlişkin Tavsiye Kararı (86/15) 1986’ya göre; çağdaş Avrupa’da, mimari mirasın onarımı ve işlev kazandırılmasına ilişkin politikalara verilen önemin giderek artmasının, el sanatları ticaretinin ekonomik ve toplumsal yaşam üzerinde yeniden önemli bir faktör haline gelmesi anlamına geldiği vurgulanmaktadır. Bu bağlamda, el sanatları ticareti ve teknik becerilerinin de Avrupa mirasının bir parçası olduğu, beraberinde birçok iş fırsatını doğuran özel el sanatlarının ilerletilmesinin ekonomiyi bir bütün olarak canlandırmaya yardımcı olacağı, bu sebeple, el sanatlarının korunmasının gelecekte genç kuşağın istihdamı ve bireysel açıdan tatmin için daha başka fırsatlar yaratacağı belirtilmektedir. Üye Ülkelerin hükümetlerinin, kültürel mirasın korunması ve mesleki örgütlenmeye yönelik eğitimler konusunda belirli ilkelere dayanan politikalar yürütmeleri gerektiğini öneren bu Tavsiye Kararı; el sanatlarıyla uğraşan kişilerin eğitimlerini ve toplum içindeki konumlarının gelişimini sağlayarak onlar için bir gelecek kurmanın ve koruma eğitimi alanlarında geleneksel sanatların önemini vurgulamaktadır.
Kültür varlığı olan eser ve yapıların korunması, onarımı ile ilgili teknik personel, akademisyen yetiştirilmesi için Yüksek Okul ve Üniversitelerin teşvik edilmesinin yanı sıra, hızla yok olma süreci içine giren yöresel zanaatların da korunarak yaşatılması gerekmektedir. Geleneksel yöntemleri bilen ustalar, talep eksikliği sebebiyle bilgi ve deneyimleri ile birlikte yok olmaktadır. Bu ustalar mutlaka desteklenmeli, geleneksel yapı ve eserlerin onarımında çalışmaları veya tecrübelerinden faydalanılması sağlanmalı ve daha da önemlisi çırak yetiştirmeleri için gerekli ortam yaratılmalıdır. Geleneksel yapıdan gelmeyen, akademik ortamda yetişen teknik elemanların yaptıkları işlerin çoğu kez orijinal doku ile olan uyumsuzlukları ortadadır.
Uluslararası mevzuatlardan; günümüzde koruma eğitim ve bilincinin aslında yetersiz olduğu, her yaş ve meslek grubuna verilmesinin önemi ve bunun süreklilik gösteren bir eğitim olması gerektiği anlaşılmaktadır. Toplumun bütün kesimlerine hitap edecek bir koruma kültürü, farklı düzeylerde eğitim süreçlerinin içinde yer almalıdır. Ulusal ve Uluslararası düzeydeki son tartışma ve gelişmeler de bu yönde hareket etmektedir:
Koruma eğitimini bütün boyutları ile değerlendiren uluslararası düzeydeki en önemli metinlerden birisi, “Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyinin (ICOMOS) Colombo (Sri Lanka) da 30 Temmuz-7 Ağustos 1993 tarihleri arasında yapılan 10. Genel Kurulunda kabul edilip bir tavsiye kararı olarak yayınlanan Koruma Eğitimi Tüzüğü’dür. Bu dokümanın temel amacı kültür mirası olarak tanımlanan her türlü mimari ürünün korunması konusundaki eğitim ve öğretim ile ilgili ölçütlerin ve temel kuralların belirlenmesinde yardımcı olmaktır.” Anılan metinden başka “Avrupa Birliği Kültürel Miras Mevzuatı ve Türkiye Projesi”yle Türkçeye kazandırılan mevzuatlardan da anlaşılacağı üzere, koruma eğitimi konusu birçok uluslararası mevzuatın maddelerinde yer almaktadır.
Koruma eğitiminin tartışıldığı ulusal metin ise 3-5 Ekim 1996 tarihinde, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Safranbolu Meslek Yüksek Okulu Restorasyon Programı tarafından düzenlenen I. Ulusal Onarım Eğitimi Bilgi Şöleni’dir. Adı geçen Bilgi Şöleninde, ulusal koruma eğitiminin ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeyde durumu ve sorunları tartışılmıştır. Bilgi Şöleninin sonuçları arasında, korunacak eserin niteliğine bağlı olarak farklı koruma eğitimi verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, Güzel Fakülteleri’nde koruma eğitimine ilişkin bölümlerin acilen kurulması gerektiği bildirilmiştir.
Ancak Türkiye’de “koruma” daha çok yapı ya da eser temel alınarak yönlendirilmiş, kültür mirasının tüm boyutları ile korunması ve bu alanda çağdaş kültür miras yönetimi başta olmak üzere diğer açılımlar, gerek düşünce sistemimize, gerekse akademik ve bürokratik çevrelere çok yakın bir tarihte yansıyabilmiştir. Bu bağlamda “kültürel miras yönetimi” yüksek lisans programı olarak yalnızca Koç Üniversitesinde verilmekte, İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalında ise Yüksek Lisans-Doktora programında tekil bir ders olarak yapılmaktadır. 2001 yılında, bu eksikliği gidermek için Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Türkiye Kültür Sektörü programını başlatmış, çeşitli alanlardan gelen uzmanların katılımı ile ülkemiz için bir yol haritası hazırlamak için halen sürmekte olan projeyi başlatmıştır. Bu bakımdan onarım ağırlıklı yaklaşımların yanı sıra kültürel miras yönetimi eğitiminin yaygınlaştırılması doğru olacaktır.
Türkiye’de Güzel Sanatlar Fakültelerindeki Koruma Eğitimine Genel Bakış:
Türkiye, Anadolu’da yaşamış olan çeşitli kültürlere ait pek çok kültürel miras ürünlerine sahiptir. Bu sanat ürünlerinin; sanatsal, tarihsel, belgesel ve estetik açıdan incelenerek yorumlanmaları ve sanatsal üretimleri Güzel Sanatlar Fakülteleri (GSF) içerisinde değerlendirilmektedir.
Ancak; GSF’ ndeki, Resim, Heykel, Tekstil, Seramik gibi plastik sanatlar bölümlerinde sanat eğitimi verilmekle birlikte, bu sanat dallarının korunmasına yönelik eğitime sadece Geleneksel Türk El Sanatları (GTES) Bölümleri’nin ders programlarında rastlanmaktadır. GTES Bölümlerinde eğitimin amacı, bugün birer kültürel miras haline gelmiş olan geleneksel sanat ürünlerinin üretimine yönelik sanat eğitimi yanı sıra, bu sanat ürünlerinin koruma ve onarım yoluyla gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamaktır.
Türkiye’de bugün sayıları 42’yi* bulan GSF’inde, eğitim-öğretime devam eden GTES Bölümleri’nin sayısı ise 8’e ulaşmıştır.* Koruma ve onarıma ilişkin derslerin sadece GTES Bölümlerinin ders programlarında olduğunu düşünürsek, GSF’ inde, resim, heykel, tekstil, seramik gibi diğer sanat dallarını da kapsayacak ayrı bir “Sanat Eserlerini Koruma ve Onarım Bölümü ” ne veya bir “Koruma Merkezi”ne acilen ihtiyaç duyulduğu görülmektedir.
Unutmamak gerekir ki, kültürel miras ürünlerinin yok olma sürecini hızlandıran en etkili süreçlerden biri de yanlış koruma-onarım politika ve uygulamalarıdır ki bunun diğer önemli bir sonucu da zaman ve iş gücü kaybı nedeniyle hem ekonomik hem de sosyal ilerleme açısından azımsanmayacak zararlara neden olmasıdır. Oysa; ülkemizdeki üniversitelerin GSF' nde “Sanat Eserlerini Koruma ve Onarım Bölümü” nünolmaması ve batılı ülkelerde görüldüğü gibi branşlaşmaya gidilmemesi (resim, ağaç, metal, mozaik, seramik ve cam onarımı ve koruması gibi) nedeniyle uygulanan yanlış koruma ve onarım politika ve uygulamalarını düzeltmek bir yana bu kapsama giren sanat eserlerinin korunacağı doğru politika ve yöntemler bilinip uygulanamamaktadır.
Yurt Dışındaki Üniversitelerdeki Koruma Eğitimlerine Genel Bakış:
Yurt dışındaki örneklere bakıldığında, koruma bilincinin geliştiği pek çok ülkede koruma eğitiminin farklı düzeylerde ve farklı alanlarda olduğu görülmektedir. İtalya, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya ve Amerika’daki pek çok üniversitede güzel sanatlar alanında lisans ve lisansüstü gibi değişik düzeylerde koruma eğitimi verildiği görülmektedir. Özellikle Almanya, İngiltere ve Amerika’da Güzel Sanatlar Fakülte veya Enstitüleri’ne bağlı koruma-onarım bölümleri ve merkezleri bulunmaktadır.
Örnekler:
Avrupa:
1. İtalya
1.1 Stituto per rArte e il Restauro 'Pl/azzo Spinelli' Florence - lisansüstü düzeyde ve değişik yaz kursları kapsamında resim, seramik, ahşap ve metal eserler gibi sanat eserleri koruma ve onarımı eğitimi verilmektedir.
1.2 Accademia de Belle Arti di Venezia, Dipartimento Tecniche e Restauro Reni Artistici Moderni e Contemporanei (Acadenty of Fine Arts of Veniea) - lisans düzeyinde resim onarımı diploması verilmekte ve sanat ekonomisi ve koruma kimyası alanlarında özel programlar yer almaktadır.
1.3 Studio Art Centers International, Rorence (SACI) - sanat koruması lisans programında diploma verildiği bilinmektedir.
2. Fransa
2.1 Université de Paris I Panthéon – Sorbonne - Sanat Eserleri Koruması Teknik ve Bilimleri lisans programı
2.2 Ecole de Condé, - Sanat eseri koruması ve onarımı lisans programı.
3. Avusturya
3.1 Academy of Fine Arts, (Vienna), Güzel Sanatlarda onarım ve koruma kursları (resim, ağaç, kağıt)
4.Almanya
4.1 Fachhochschule Köln -Fachbereich Restaurierung und Konservierung – Resim, Heykel, Taş, Duvar Resmi, Tekstil vs. ürünlerin koruması lisans programı
4.2 Staatliche Akademie der Bildenden Künste – Renkli heykel ve Resim koruması lisans programı
5.Polonya
5.1 Academy of Fine Arts – Resim, heykel ve kağıt onarımı lisans programı
5.2 Academy of Fine Arts - Cracow Faculty Conservation & Restoration – Sanat Eserlerinin konsevasyonu kursu.
6. İngiltere:
6.1 City and Guilds of London Art School – Taş ve TerraCota Koruması lisans programı
6.2 Camberwell College of Arts - London Institute – Sanat Eserleri Koruması lisans ve lisanüstü programı
Amerika Birleşik Devletleri
1. University of Northumbria MA Conservation of Rne Art' da sanat eseri koruma ve onarımı ile ilgili master eğitimi ve Hamilton Kerr Institute,University of Cambridge (Certificate/Diploma in the Conservation of Easel Paintings) 'de de özellikle resim koruması alanında lisansüstü diploması verilmektedir.
2. Delaware University Department of Art Conservation'da ön lisans, lisans ve lisans üstü düzeyde; New York University Institutian of Fine Arts Conservation Department de ise lisansüstü düzeyde taşınabilir sanat eserleri onarımı eğitimi verilmektedir.
Disiplinlerarası bir eylem olan korumanın eğitimi de disiplinlerarası olmalıdır. Daha önce bahsettiğimiz 1993 tarihli ICOMOS’un yayınladığı Koruma Eğitimi Tüzüğü’nün 11. maddesinde ideal bir koruma eğitimi ve öğretiminin nasıl uygulanacağı tanımlanmaktadır. Buna göre: “Tatminkar bir koruma eğitim ve öğretimini uygulamaya koymanın çok çeşitli yöntemleri bulunmaktadır. Değişiklikler her kültür bölgesinin, yönetimsel ve ekonomik koşullarına bağlı olduğu gibi, gelenekler ve yürürlükteki yasalara da bağlıdır. Ulusal ve uluslararası boyutlarda, çeşitli kuruluşlar arasında sürekli bir fikir ve görüş değişimi ve uluslararası düzeydeki eğitimle ilgili yeni yaklaşımlar desteklenmelidir. Bu ilişkilerin başarısı için, kişiler ve kuruluşlardan oluşan bir ortak çalışma ağı çok gereklidir.” Aynı Tüzük’ün 7. maddesi ise şöyledir: “Koruma pratiği disiplinlerarası bir eylemdir; dolayısıyla eğitimi de öyle olmalıdır. Önceden belirli bir profesyonel beceriye sahip olan, üniversite mezunları ve usta zanaatkârlar gerçek bir koruma uzmanı olmak için ek bir eğitime gereksinim duyacaklardır. Bu durum tarihsel çevreye yapılacak müdahaleleri yüklenecek ve konuda uzmanlık geliştirmek isteyenler için de geçerlidir.”
Sonuç: Avrupa Birliği (AB)'nin yaklaşımı kültür gruplarının sahip oldukları tüm farklılıkları koruma ilkesini demokrasi ve insan hakları çerçevesinde sahiplenmekte, bu değerleri korumak için finansman desteği sağlamakta, bu değerlerin korunmasını bir ülkenin ya da yörenin ekonomik sosyal, kültürel gelişmesinde dikkate alınıp desteklenecek değerler olarak görmektedir
Oysa ülkemizde, üniversitelerdeki GSF’lerde “Sanat Eserlerini Koruma ve Onarım Bölümü” bulunmamaktadır. Dolayısı ile; diğer taşınabilir eser kapsamına giren ve bugün yok olmak üzere olan geleneksel mesleklere ait (çini, tezhip, halı-kilim gibi ) sanat eserlerinin onarımı konusunda uzmanlaşmış kişilerin olmayışının, geleneksel sanat ve kültürümüzün yok olacağı ve onların bu nedenle AB'nin çok kültürlülük misyonuna sunulamayacağı tehlikesini ortaya çıkarmaktadır. Bu yok olma hiç kuşkusuz Türkiye'nin ekonomik, sosyal, ve kültürel gelişmesini önemli ölçüde engelleyecek bir süreçtir.
Bu nedenle, ülkemizde de artık farklı düzeylerde koruma eğitiminin modern ve uluslararası ölçütlere uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
Bu eğitimi desteklemek amacıyla, henüz Türkiye'de hiçbir üniversitenin GSF'sinde olmayan bir" Sanat Eserlerini Koruma ve Onarım Bölümü”nü acilen kurmak ve bu kapsamda bir onarım laboratuarını oluşturmak fikri, şu ana kadar ülkemizde verilen koruma eğitimi bilinci ve Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne uyumu açısından bir yenilik ve farklılık oluşturacaktır.
IV: KÜLTÜREL MİRAS ve KORUMA EĞİTİMİ “YÜKSEK ÖĞRETİMDEKİ KORUMA VE KÜLTÜREL MİRAS İLE İLGİLİ DİĞER KORUMA DİSİPLİNLERİNE YÖNELİK GENEL TAVİYELER”:
Hazırlayan: Öğr. Gör. Dr. Ali Kazım ÖZ, Dokuz Eylül Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü,
İzmir (KUMİD Üyesi)
1. Kültürel Miras Koruması konusunda çalışan uzmanların en büyük yardımcıları hiç kuşkusuz “Koruma-Onarım Teknik Elemanları’dır”. Teknik
elemanları yetiştirmesi gereken Meslek Yüksek Okulları’nda görev alacak
öğretim kadrosunun “Koruma ve Onarım” bölümlerinden mezun veya “Kültürel
Miras ve Koruma” konusunda donanımlı-uzman kişiler olmasına dikkat
edilmesi,
2. Meslek Yüksek okullarında verilen eğitimin, çağdaş üretim ve onarım
yöntemlerinin yanı sıra geleneksel yöntemlerle desteklenmesine ve öğretilmesine önem verilmesi, araç gereç ve donanımlarının sağlanması,
3. Üniversite sistemimiz içinde arkeoloji, bilim insanı yetiştirmeye
yönelik akademik bir alan durumundadır. Oysa ki, Avrupa ülkelerinde olduğu
gibi arkeoloji teknik okullarının açılması, kazı çalışmalarında
kullanılacak nitelikli eleman gereksinmesinin karşılanması için bir
zorunluluktur. Bu nedenle arkeologların araştırmaya ve yayına
yoğunlaşabilmesi için “Arkeoloji Teknik Elemanı” yetiştirecek “Meslek
Yüksek Okulu” açılması veya ilk aşamada var olan meslek yüksek okullarında
ilgili programların kurulması,
4. “Avrupa Birliği Kültürel Miras Mevzuatı ve Türkiye Projesi” ile
Kültürel Miras ve Koruma konusunda çağdaş dünyayı ve yaklaşımlarını
tanıyabileceğimiz Türkçe kaynak eser ortaya çıkmıştır. İçeriğindeki
mevzuatların bir bölümü iç hukuk ve AB müktesebatı olarak mütalaa
edilmektedir. Bu nedenle artık Türkçe kaynak var olduğuna göre,
uluslararası mevzuatların yüksek öğretim koruma ve kültürel miras
disiplinlerinde okutulmasının zorunlu olduğu düşünülmektedir. 2007-2008 öğretim yılında, Dokuz Eylül Üniversitesi Aktif Eğitim Sistemi kapsamında,
Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Lisans Programı’nın 4. Sınıf 11.
Modül’ünde “AB Kültür Mirası” konulu sunum Doç. Dr. Remzi Yağcı ile
ortaklaşa yürütülecektir. Gelecek yıllarda sunumların yanı sıra mesleki
etik gibi uygulama alanlarında da kültürel mirasa yönelik çalışmaların
yapılması hedeflenmektedir. Projenin çarpan etkisi olarak değerlendirilebilecek bu gelişmenin
diğer bölüm ve üniversitelere örnek olması arzu edilmektedir.
5.Yüksek eğitimde dönemsel arkeolojinin yanı sıra endüstriyel arkeoloji
gibi farklı arkeolojik dalların geliştirilmesi, genel olarak arkeoloji
bölümü ders programları geleneksel bakış açısı ile, uygarlık tarihinin
sınırlı bir dilim ve bölgesi üzerinde odaklanmış durumdadır. Arkeoloji
bölümü olan üniversitelerimizin büyük bir kısmı Protohistorya ve Klasik
Arkeoloji alanları ile sınırlıdır; ülkemizin en önemli kültürel
zenginliğini oluşturan tarihöncesi (Prehistorya) arkeolojisi yalnızca iki üniversitede (İstanbul Üniversitesi ile Ankara Üniversitesi) ayrı bir alan
olarak bulunmaktadır. Ayrıca, geleneksel yaklaşım nedeni ile Orta ve Yakın
Çağlar Sanat Tarihi bilim dalı tarafından karşılanmakta, bu da ister
istemez bakış açısının arkeoloji değil, sanat ağırlıklı olması gibi
olumsuz bir sonuç vermektedir. Bu bakımdan mutlaka üniversite arkeoloji
eğitim sistemimize Orta Çağ Arkeolojisi, Endüstri Dönemi Arkeolojisi gibi
alanların girmesi gerekmektedir. Bu yaklaşım, kısmen Koç Üniversitesinin
2007 yılında başlatmış olduğu Lisans programına yansımış durumdadır. Orta
Doğu Teknik Üniversitesi tarafından sürdürülen “Yerleşim Arkeolojisi”
programı da, farklı bir bakış açısı ile bu sorunun çözümüne katkıda
bulunmaktadır. Bunların yanı sıra kültürel miras ve arkeoloji için zorunlu
olan diğer alanlar, ya akademik sistemimiz içinde hiç yoktur, ya da çok
sınırlı olarak yer almaktadır. Örneğin, Müzecilik eğitimi yalnızca Yıldız
Teknik Üniversitesi’nde, Arkeometri eğitimi ODTÜ’de Yüksek Lisans
düzeyinde, Çevresel Arkeoloji yalnızca İstanbul Üniversitesi’nde Lisans
düzeyinde yer almaktadır. Bu yıla kadar yalnızca İstanbul niversitesi’nde
Lisans dersi olarak verilen Jeoarkeoloji alanının önümüzdeki yıldan
itibaren Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ile Kadir Has Üniversitesi’nde
başlatılacağı bildirilmiştir. Ancak mutlaka bu alanların daha yaygın
duruma getirilmesi gerekmektedir.
6. Arkeoloji’de kullanılan çağdaş tekniklerin öğrenilmesi, malzeme ve
araçların etkin bir şekilde kullanılabilmesi için Bilgisayar Mühendisliği,
Coğrafi Bilgi Sistemleri, Bilgi Teknolojileri gibi farklı disiplinlerle
birlikte çalışılması gereklidir. Ayrıca ülkemizin yapılanmasına,
koşullarına ve kültür varlıklarımızın sayı, nitelik ve önemine uygun yeni
bilgisayar programlarının hazırlanması, teknolojik donanımların üretilmeye
çalışılması ve gerektiğinde yabancı uzmanlarla iş birliği yapılması
önerilmektedir.
V: KÜLTÜREL MİRAS ve KORUMA EĞİTİMİ “YÜKSEK ÖĞRETİMDEKİ DİĞER DİSİPLİNLERE YÖNELİK GENEL TAVSİYELER”:
Hazırlayan: Saadet GÜNER, (Emekli) Bankacı-Ekonomist (KUMİD Üyesi),
Kültürel Miras Koruması ve Sürdürülebilir Kalkınma İlişkisi:
1. 1990lı yılların başında Dünya Bankası’nın UNESCO ile birlikte Fas’ın Fas kentinde uyguladığı Proje ile “Kültürel Mirası Koruması” faaliyetlerinin bölgenin sürdürülebilir kalkınmasında bir “araç“olarak kullanılması” yaklaşımı ortaya çıkmıştır. Projenin ve yaklaşımın başarılı olması üzerine Ürdün, Gürcistan gibi diğer gelişmekte olan ülkelerde benzer projeler uygulanmış ve bu projelerin bölgelerin sürdürülebilir kalkınmasına olumlu katkı sağladığı görülmüştür. 1996 yılından itibaren AB söz konusu yaklaşımı benimsemiş ve “kültürel miras koruması-sürdürülebilir kalkınma ilişkisi” dikkate alınarak hazırlanmış projeleri desteklemeye başlamıştır. Günümüzde bu yaklaşım dünyada kabul görmekte ve bu yaklaşım çerçevesinde muhtelif projeler yürütülmektedir. Söz konusu yaklaşımın, 1990’dan sonra Kültürel Mirası Koruması konusunda yayınlanan uluslararası mevzuatların ruhuna da yansıdığı görülmektedir
2. Türkiye’de turizm gelirlerinin Gayrisafi Milli Hasıla (GSMH) içindeki payı son on yılda yüzde 3.3''ten yüzde 6''ya yükselmiştir. Bu geliri ülke bütçesine sağlayan T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığının bütçesinin 2005 bütçesinden aldığı pay bir önceki yıla göre % 18, 5 artış göstermesine karşın, adı geçen bakanlığın 2005 bütçesinden aldığı pay %0,41’de kalmıştır. UNESCO tarafından kültür ve kültürel miras koruma çalışmasına ayrılacak bütçenin ülke bütçesinin % 1 oranında olmasının genel teamül olarak kabul edildiği göz önüne alınırsa T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçesinin çok düşük olduğu anlaşılmaktadır.
3. Ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel gelişme, kısaca sürdürülebilir kalkınma için dünyadaki yaklaşıma paralel olarak ülkemizde de kültürel turizm, “bir yatırım aracı” olarak kullanılmaktadır. Buna karşın “kültürel miras-koruma" olgusunun turizm-kültürel turizm’e yönelik eğitim programlarında yeteri kadar yer almadığını ileri sürmek yanlış olmayacaktır.
4. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü, Yaygın Eğitim Daire Başkanlığı tarafından turizm işletmeleri bünyesinde düzenlenen eğitimler, farklı hedef kitlere yönelik turizm eğitimleri sektörde ve toplumda “yaşam boyu öğrenim “ yaklaşımı için örnek uygulamalar olarak nitelendirilebilir.
Yukarıdaki gerekçeler ışığında ;
1.1 Üniversitelerin İktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri’ndeki İktisat, İşletme ve Kamu Yönetimi Bölümleri’nde okutulan “Türkiye Ekonomisi” derslerinin yanı sıra mühendislik fakültelerinin “İnşaat Mühendisliği Bölümleri’ndeki “Mühendislik Ekonomisi” derslerine, ülkemizin kültürel miraslarını, koruma kavramlarını, kültürel miras-sürdürülebilir kalkınma ilişkilerini, Rio Deklarasyonu gibi bazı önemli uluslararası mevzuatları kapsayan konuların eklenmesi önerilmektedir.
2.1 T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçedeki payı artırılarak bu paydan bakanlık çalışmalarında, “yenileme eğitiminde” ve üniversitelerdeki koruma eğitimi veren bölümler için laboratuarlar, teknik donanımların satın alınması ve araştırmalar yürütülmesi amacıyla pay ayrılması önerilmektedir.
3.1 Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Liselerinin eğiticilerine eğitim aşamasında “kültür-kültürel miras-koruma” ve başlıca ulusal ve uluslararası mevzuatlar konusunda konu uzmanlarınca eğitim verilmesi,
3.2.Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Liselerinin ve Turizm işletmeciliği eğitimi veren yüksekokulların eğitim programlarına mutlaka en az lisans eğitimi yapmış olan konu uzmanlarınca verilecek “kültür-kültürel miras-koruma” derslerin yanı sıra bu konuda yayınlanmış ulusal ve uluslararası mevzuat ile ilgili derslerin ilave edilmesi,
3.3 Söz konusu eğitimi almamış turizm sektörü çalışanlarına ve ilgili diğer hedef kitlelere (turist rehberleri dahil) “kültür-kültürel miras-koruma” ulusal ve uluslararası mevzuatlar konusunda “yenileme eğitim”lerinin verilmesi,
4.1 T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü, Yaygın Eğitim Daire Başkanlığı tarafından turizm işletmeleri bünyesinde düzenlenen eğitimlerin işletmelerin talebi üzerine değil mutlaka işletme ruhsatı verilmeden veya işletme faaliyete geçmeden önce işletme sahibi ve yöneticilerine zorunlu olarak verilmesine yönelik düzenlemelerin yapılması,
4.2. Adı geçen daire başkanlığı tarafından gerek turizm işletmelerine yönelik eğitimlerin gerekse yaşam boyu öğrenime yönelik kursların ders programlarında katılımcılara, mutlaka uzmanları tarafından “kültür-kültürel miras-koruma” kavramına ve bu konuda yayınlanmış ulusal ve uluslararası mevzuata dair temel bilgilerin verilmesi, tavsiye edilmektedir.
Kültürel Miras Koruması ve Kalkınma Plan ve Programları İlişkisi:
1. “Avrupa Birliği Kültürel Miras Mevzuatı ve Türkiye Projesi”nin Türkçeye kazandırdığı mevzuatlardan, şehir-bölge-ülke plan ve kalkınma programlarında şehir planlamacılarının yanı sıra arkeologların da istihdam edilmesinin tavsiye edildiği görülmektedir. Bu istihdamı yaratacak yapısal uyum reformu gerçekleştirilirken üniversitelerin arkeoloji bölümlerinin lisans ve lisans üstü programlarına kültürel miras yönetimi, uluslararası mevzuatlar, kalkınma programı, planlama, ekonomi ve teknolojik yenilikler konularını içeren dersler ve modüller yerleştirilmesi önerilmektedir.
2. “Avrupa Konseyinin (COE) Mimarlara, Şehir Planlamacılarına, İnşaat Mühendislerine Ve Peyzaj Tasarımcılarına Yönelik Uzmanlık Eğitimine İlişkin İlke Kararı (80/16) gereğince adı geçen disiplinlerin yüksek öğretime devam eden uzmanlarına veya mesleki eğitimlerine devam eden teknik elemanlarına “kültürel miras koruması” derslerinin ilave edilmesi, ve “Yenileme Eğitimi”nin sürdürülmesi tavsiye edilmektedir.
3. Arkeoloji, onarım, koruma, mühendislik eğitimi veren yüksek öğretim bölümlerinde ve meslek yüksek okullarında yüksekte-yer altında-su altında-kimyasallarla çalışanların “iş yeri güvenliği ve işçi sağlığı” dersi verilmesi dikkate alınmalıdır.
Kültürel Miras Koruması ve Hukuk Eğitimi:
“Avrupa Birliği Kültürel Miras Mevzuatı ve Türkiye Projesi”nin Türkçeleştirdiği uluslararası mevzuatın bir kısmı iç hukuk olarak mütalaa edilmektedir. Diğer taraftan “kültürel miras koruması” faaliyetleri ulusal ve uluslararası alanda hukuki sorunlara neden olmaktadır. Bu nedenle üniversitelerimizin hukuk fakültelerinde kültürel miras ve koruma konusunda yayınlanmış ulusal ve uluslararası mevzuatların ders programlarına ilave edilmesi,
Kültürel Miras Koruması ve Güvenlik Güçlerinin Eğitimi:
Kültürel mirasın yasa dışı ticaretinin pazarda ve internet ortamında engellenmesi ve yasa dışı arkeolojik kazıların önlenmesinde, çatışmalarda ve doğal afetlerde kültürel mirasın korunmasında güvenlik personeli ve askeri personel büyük ve önemli görevler üstlenmektedir. Bu nedenle anılan personeli yetiştiren polis okulları-polis akademilerinde, harp okulları-harp akademilerindeki ders programlarında Proje ile Türkçeye kazandırılan uluslararası mevzuatlara yer verilmesi tavsiye edilmektedir.
UZMAN GRUBUNUN ORTAK ÖNERİLERİ
Uzmanların ortak önerileri aşağıda sunulmaktadır.
1. AB ve diğer uluslararası mevzuatlarda, kültürel mirasın korunmasına yönelik toplum bilincinin artırılmasında yazılı ve görsel basının rolü sıkça vurgulanmaktadır. Bu nedenle her tür koruma çalışmasının ve kültürel değerlerin medyada halkın anlayacağı dilde sıkça yer almasını sağlayacak çabaların gösterilmesi,
2. “Avrupa Birliği Kültürel Miras Mevzuatı ve Türkiye Projesi ”nin web sayfasının (http://www.kumid.net) Türkçe uluslararası mevzuatların hedef kitle tarafından etkin bir şekilde kullanılabilmesi için projenin sona ermesinden sonra da dönemsel olarak tanıtımına devam edilmesi,
3. Kültürel Mirasın korunmasına yönelik çalışmalar sürdüren kurumların karar vericilerine ve personeline “yenileme eğitimi”nin kapsamlı bir şekilde ve düzenli aralıklarla verilmesi,
4. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın web sayfasının gün geçtikçe yenilenmekte olduğunu vurgulanmış (http:/www.kultur.gov.tr) ve zaman içinde Türkiye’nin kültür miraslarının tanınmasını ve ulusal kültür mevzuatlarına ulaşılmasını sağlayan önemli ve geniş kapsamlı görsel bir başvuru kaynağı olarak işlev göreceği ileri sürülmüştür. Bu nedenle web sayfasının henüz güncelleştirilmeyen bölümlerinin hızla güncelleştirilmesi ve tanıtıcı video görüntülerine daha fazla yer verilmesi,
5.Söz konusu web sayfadaki “Kültür Çocuk” bölümünün “Kültür” dosyasının “Kültürel Miras ve Koruma” konusunda çocuklara yönelik önemli bir görsel eğitim ve başvuru kaynağı olabileceği düşünülmüştür.
Ancak adı geçen dosyaya,
5.1.1 “Kültürel Miraslarımız ve Koruma” başlığının ilave edilerek geliştirilmesi ,
5.1.2. Anılan başlıkta “Çevre” dosyasında olduğu gibi çocuklara “eski anıtlara yazı yazmayalım”, “sivri uçlu aletlerle çizerek kazımayalım, resim yapmayalım” Neden ?: Çünkü eserin üzerini örten deri -uzmanlar bu deriye patina tabakası der- çizilirse eser oradan yara alır ve zaman içinde o bölüm mikrop kapar, eser hastalanır ve yok olabilir. ” gibi basit ancak açıklayıcı ifadelerle koruma kurallarının öğretilmesi,
5.1.3.Söz konusu bölüme “Çocuk Oyunları”, dosyasının ilave edilerek geleneksel çocuk oyunlarının alet ve ekipmanlarının tanıtılması (çember, aşık kemiği vb)
5.1.4. “Çocuk Şarkıları” dosyasında farklı ülkelerin çocuk şarkılarına da yer verilmesi,
5.1.5. Güncellemeler gerçekleştirildikten sonra anılan sayfanın özellikle ilköğretim programlarında eğiticiler ve çocuklar tarafından etkin bir şekilde kullanılması için yoğun tanıtım ve bilgilendirme yapılması,
6. T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığının web sayfasında resmi kurumların yanı sıra, “kültür-kültürel miras- koruma” çalışmaları yürüten sivil toplum kuruluşlarının web sayfalarına link verilmesi,
Uzmanlar Grubu,
Ekim 2007, İstanbul
* EUROPA NOSTRA, Hollanda ‘nın Kurumsal üyesidir (http//www.europanostra.org)
* http://www.yok.gov.tr/universiteler/uni_web.htm (T.C. Yüksek Öğretim Kurulu resmi web sayfası)
* 1996-97 eğitim-öğretim yılında önkayıt sistemi ile öğrenci alarak lisans düzeyinde eğitime başlamıştır
* 29’u devlet üniversitesinde, 13’ü vakıf üniversitesinde olmak üzere toplam 42 GSF bulunmaktadır.
* http://www.osym.gov.tr/ (GSF ve GTESB sayıları, 2007 ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’nda yer alan, eğitim-öğretim veren lisans programlarına ait sayısal değerlere göre verilmiştir.)